Gemilerden kaynaklanan atıkların toplanması ve geri dönüştürülmesi için yeni kurallar resmen kabul edildi
Avrupa Konseyi, gemi atıklarının teslimi ve yönetimi için liman kabul tesisleri hakkındaki bir Direktifi kabul etmiştir. Söz konusu Direktif, Plastik Stratejisi ile birlikte Dairesel Ekonomi Paketinin bir unsuru olarak Ocak 2018'de önerilmiştir.
Gemilerden kaynaklanan tüm atıkları ele alan Direktif, balıkçılık faaliyetleri sırasında ağlarda toplanan atıklara da uygulanacaktır. Direktif, geri dönüşüm için ayrı ayrı toplanması gereken atığın uygun liman kabul tesislerine gönderilmesini sağlamak amacıyla önlemler almaktadır. Yeni kurallar, atık alım bilgisi ve atık bildiriminin dijital raporlamaları ve maliyet kurtarma sistemleri ile desteklenen denetim rejimi gibi teşvik ve uygulama önlemlerini de mümkün kılacaktır.
Avrupa Komisyonu’na göre, “yeşil gemiler” için sürdürülebilir atık yönetimini gösteren ve gemilerde üretilen atık miktarını azaltan bir teşvik planı da geliştirilmelidir.
13 Mart'ta Avrupa Parlamentosu tarafından kabul edilen Direktifin, önümüzdeki aylarda yürürlüğe girmesi beklenmektedir. (Kaynak: Avrupa Komisyonu)
BIMCO: “AB gemi geri dönüşüm kuralları Avrupalı armatörlerin zararınadır”
Baltık ve Uluslararası Denizcilik Konseyi (BIMCO) tarafından yapılan bir çalışmaya göre; AB onaylı gemi geri dönüşüm tesisleri listesinde yer alan 26 tersaneden yalnızca 9’u gerçek anlamda gemi geri dönüşümüne hazırdır. Ayrıca, 26 söküm tersanesinden sadece 3’ü, Panamax büyüklüğünde veya daha büyük olan gemileri geri dönüştürebilecek durumdadır.
BIMCO Genel Sekreteri ve CEO'su Angus Frew konu ile ilgili olarak: “AB listesini ciddiye almak zor. Birkaç ay önce [söz konusu] ‘geri dönüşüm tersanelerinden’ birine uğradım fakat tersaneyi henüz inşa etmeye bile başlamamışlardı. Liste, bir ölçüde korumacılığa benziyor ve açıkça Avrupalı armatörleri dezavantajlı hale getiriyor” demiştir.
Avrupa Parlamentosu ve Konseyi’nin gemi geri dönüşümü hakkındaki (EU) 1257/2013 sayılı Regülasyonu, 1 Ocak 2019'da yürürlüğe girmiştir. Regülasyon, AB bayraklı gemilerin AB listesindeki onaylı tersanelerde geri dönüştürülmesini gerektirmektedir.
AB tersanelerinin tek tip kriterleri yerine getirmeksizin listede bulunmalarına izin verilebiliyorken, AB üyesi olmayan tersanelerin listeye dâhil edilmeden önce Avrupa Komisyonu’nun tayin ettiği denetçiler tarafından denetlenmesi gerekmektedir.
Şimdiye kadar, yalnızca iki Türk ve bir ABD tersanesi listeye dahil edilmiştir. Üçüncü ülkelerde bulunan tesislerin AB Listesine dâhil edilmesiyle, etkin kapasite neredeyse on kat artmıştır.
BIMCO, denetimlerin Asya'daki tesislerde gerçekleştirilen sağlık, emniyet ve çevre koruma alanındaki iyileştirmeleri dikkate alması ve ödüllendirmesi gerektiği kanaatindedir. BIMCO’ya göre AB tersanelerinin de gerçek bir denetimden geçmesi gerekmektedir.
Rapora göre, Avrupa dışındaki gemi geri dönüşüm tesislerinin AB listesine dâhil edilmesi, listenin olgunlaşması ve gemi sahiplerine fayda sağlaması açısından atılmış büyük bir adımdır.
Frew şunları eklemiştir: “BIMCO, tesislerin emniyet ve çevre performanslarını iyileştirmelerini istiyor, ancak AB dışındaki tesislerin AB listesine girmesi için bir imkân bulunmuyorsa, düzenleme bu hedefe ulaşmakta başarısız olmaya devam edecek ve AB gemi geri dönüşümü piyasasını koruyacak bir eylem olmaktan öteye gidemeyecektir.”
BIMCO ayrıca, gemi geri dönüşümünün insan sağlığı, emniyeti ve çevre için oluşturabileceği riskleri engellemeyi amaçlayan Hong Kong Konvansiyonu’nun mümkün olan en kısa sürede yürürlüğe girmesi gerektiğini vurgulamaktadır.
Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) verilerine göre, Hindistan, Bangladeş, Çin, Pakistan ve Türkiye, dünyadaki tüm tonajın % 98'ini geri dönüştürmektedir. (Kaynak: World Maritime News)
Balıkçılar için eğitim ve belgelendirme: STCW-F Sözleşmesinin bir an evvel onaylanması önerilmektedir
Avrupa Komisyonu; AB Üye Devletlerini, Balıkçı Gemileri Personeli için Eğitim, Belgelendirme ve Vardiya Tutma Standartları hakkındaki Uluslararası Sözleşmeyi (STCW-F Sözleşmesi) onaylamaya teşvik eden bir raporu kabul etmiştir. Bahse konusu Sözleşme, Avrupa'nın en tehlikeli[1] mesleklerinden birini icra eden balıkçılara ekstra koruma sağlayacaktır.
STCW-F Sözleşmesi, balıkçı gemilerindeki personel için eğitim standartlarını belirlemekte ve denizde emniyetin artırılmasına önemli bir katkı sağlamaktadır. 24 metre veya üzerindeki gemiler için daha katı hükümler içeren Sözleşme, büyüklüklerine bakılmaksızın tüm balıkçı gemilerine uygulanan temel emniyet eğitimine ve vardiya tutmaya ilişkin önemli hükümler de içermektedir.
2015/799 sayılı Konsey Kararı, Üye Devletlere Avrupa Birliği yararına STWC-F Sözleşmesini onaylamaları için yetki vermiş ve Sözleşmeyi Mayıs 2017'ye kadar onaylamaya teşvik etmiştir. Avrupa Komisyonu Mart ayında ise, Üye ülkelerin STCW-F Sözleşmesinin onaylanmasına ilişkin gösterdikleri ilerlemeyi inceleyen bir raporu kabul etmiştir.
Rapor, yalnızca 9 AB Üyesi Ülkenin STCW-F Sözleşmesi’ne (Belçika, Danimarka, Letonya, Litvanya, Hollanda, Polonya, Portekiz, Romanya ve İspanya) taraf olduğunu göstermektedir.
Balıkçılıkta emniyet ve çalışma koşullarına ilişkin uluslararası standartları onaylamak ve uygulamak, AB'deki 150.000'den fazla balıkçının hayatını ve ailelerinin geçimini korumak bakımından büyük önem taşımaktadır. Avrupa Komisyonu bu nedenle, Üye Devletlerin bir an evvel STCW-F Sözleşmesini onaylamalarını önermektedir.
Balıkçılık sektörüne uygulanan diğer ilgili uluslararası sözleşmeler; çalışma koşullarına standartlar koyan 188 sayılı ILO Balıkçılık Sözleşmesi Çalışması (ILO Work in Fishing Convention) ve balıkçı gemilerinin emniyeti hakkında standartlar koyan 2012 IMO Cape Town Anlaşması’dır.
Bahse konu sözleşmeler önemlerine rağmen, gerek AB gerekse dünya çapında çok az sayıda Devlet tarafından onaylanmıştır. Balıkçılığa uygulanan benzer hükümleri içeren denizcilik sözleşmelerinin geniş ölçüde onaylanmış olduğu göz önünde bulundurulduğunda, bu durum daha da ilginç hale gelmektedir. Örneğin, STCW Sözleşmesi 28 AB Üye Devletinin tamamı dâhil olmak üzere, dünya genelinde 164 ülke tarafından onaylanmıştır. Balıkçılığa yönelik STCW-F Sözleşmesi ise 9’u AB ülkesi olmak üzere yalnızca 26 ülke tarafından onaylanmıştır. (Kaynak: Avrupa Komisyonu)
Büyük Avrupa tersaneleri veri entegrasyonuna başlıyor
Avrupalı gemi inşacılar, “Code Kilo” adında bir proje kapsamında birleşik bir gemi platformu geliştirmek amacıyla yeni bir girişim başlatmışlardır.
Bahse konu Proje; EUROYARDS üyeleri Chantiers de l’Atlantique, Damen Tersaneler Grubu, Fincantieri, Lürssen, Meyer Werft, Naval Grubu ve Navantia tarafından yürütülmektedir. Projenin amacı, dijitalleşmeye ilişkin zorlukların aşılması için veri yönetimi çözümlerini ve standartlarını uyumlu hale getirmektir.
Proje; Tersaneler ve Denizcilik Ekipmanları Birliği (SEA) tarafından desteklenmektedir ve armatörler, gemi inşacılar, tedarikçiler ve klas kuruluşları dâhil olmak üzere tüm denizcilik paydaşlarının tam işbirliğini ve katılımını beklemektedir.
Gemi sistemleri halihazırda; ekipman durumu, gemi operasyonları ve performansı ile ilgili önemli miktarlarda veri sağlamaktadır. Code Kilo’nun; bahse konu verileri yeniden kullanma, birleştirme ve verilerden değer ve içgörü sağlama fırsatlarını arttırması öngörülmektedir. Bu da; işletmecilerin, tersanelerin ve ekipman tedarikçilerinin faaliyetlerini optimize etmelerini sağlayacaktır.
Avrupalı gemi inşacıları, Nesnelerin İnterneti (IoT), Büyük Veri (Big Data) ve Yapay Zeka (AI) ile gelecekteki iş fırsatları için bir temel oluşturmanın yollarını arayacaklarını da ifade etmişlerdir.
Code Kilo projesinin duyurusu, konteyner taşımacılığı devleri olan Maersk, MSC, Hapag-Lloyd ve Ocean Network Express'in denizcilik sektörünü daha verimli hale getirmek üzere ortak bilgi teknolojisi standartları kurmak amacıyla oluşturdukları Dijital Konteyner Taşımacılığı Birliği’nin (Digital Container Shipping Association - DCSA) lansmanı ile aynı zamanda olmuştur. (Kaynak: World Maritime News)
Danimarka, gemi emisyonları için drone kullanmaya başladı
Danimarka Denizcilik İdaresi, Danimarka sularında faaliyet gösteren gemilerden kaynaklanan emisyonların kükürt limitine uygunluğunu kontrol etmek üzere büyük bir drone’u kullanmaya başladığını duyurmuştur. Drone’u, Avrupa Deniz Emniyeti Ajansı (EMSA), gemi kirliliğini önlemek amacıyla temin etmektedir.
“Sniffer” olarak anılmakta olan drone, gemilerin kükürt emisyonlarını ölçebilmektedir.
Geminin egzoz gazı baca dumanına giren drone, yakıttaki kükürt miktarını kaydedebilmektedir. Kaydedilen veriler Danimarkalı yetkililere anında gönderilmekte ve yetkililer gerekliliklere uymayan gemileri buradan takip edebilmektedirler.
Kükürt düzenlemelerinin daha verimli şekilde uygulanmasında önemli bir rol oynayacak olan drone aynı zamanda, denizcilik şirketleri için adil rekabet ortamı sağlayacak ve gemilerden kaynaklanan kirliliği azaltacaktır.
Birçok büyük tankerin Baltık Denizi'ne gidip gelirken geçtiği Büyük Kemer'in kuzeyindeki bir bölgede faaliyet gösterecek olan drone, 11 Nisan'da ilk kükürt görevini gerçekleştirmiştir.
Danimarka Çevre Koruma Ajansı kükürt kurallarının uygulanmasından sorumludur. Danimarka Denizcilik Kurumu, Ajansın çalışmalarını Danimarka limanlarındaki gemi denetimleri ve artık drone gözetimi ile desteklemektedir. (Kaynak: safety4sea)
2019 Avrupa Denizcilik Günü programı yayımlandı
16 – 17 Mayıs 2019 tarihlerinde Lizbon’da gerçekleştirilecek olan Avrupa Denizcilik Günü geçici programı yayınlanmıştır.
Program, bir açılış oturumu, Avrupa Komisyonu tarafından düzenlenen ve Mavi Ekonomiyi destekleyecek çeşitli stratejik girişimlere odaklanan sekiz ara oturum ve denizcilik paydaşları tarafından düzenlenen 28 tematik çalıştayı kapsamaktadır. Programa buradan ulaşılabilmektedir. (Kaynak: Avrupa Komisyonu)
01.01.2019 – 17.04.2019 tarihleri arasındaki Paris MOU kapsamında Türk bayraklı gemi tutulmaları
01.01.2019 – 17.04.2019 tarihleri arasında Paris Memorandumu (Paris MOU) üye limanlarında 1 Türk Bayraklı gemi (İspanya – Santander) tutulmuştur. Türk Bayraklı gemi tutulmalarına ilişkin detaylı bilgiler Odamız web sayfasında (http://www.denizticaretodasi.org.tr/sayfalar/gemitutulmalari.aspx ) yer almaktadır.
[1] EMSA’nın 2018 yılındaki deniz zayiatına ve kazalarına ilişkin raporuna göre, kazaların neredeyse % 60’ı insan hatası kaynaklıdır.
Prepared and translated by Emre ERDOGAN, Foreign Affairs Unit Selin YELESER, İMEAK DTO Dış İlişkiler Müdürü