1- Avrupa Topluluğu Armatörler Birliği (European Community Shipowners' Association-ECSA) ve Avrupa Taşımacılık İşçileri Federasyonu (European Transport Workers' Federation-ETF), COVID-19'un denizcilik sektörüne etkileri konusunda AB'ye ortak bir mektup gönderdi.
COVID-19'un denizcilik sektöründe yaratacağı aksaklıklara dair görüş ve endişeler, Avrupa Topluluğu Armatörler Birliği (European Community Shipowners' Association-ECSA) ve Avrupa Taşımacılık İşçileri Federasyonu (European Transport Workers' Federation-ETF) tarafından Avrupa Birliği'ne ortak bir mektup ile iletilmiştir.
Mektupta her iki denizcilik paydaşı da, AB denizcilik endüstrisinin Avrupa ekonomisi ve vatandaşları için sahip olduğu hayati işlevlerini yerine getirebilmenin önemini vurgulamaktadır.
Buna göre AB, denizcilik sektörünün tüm temel malları, enerji, gıda, ilaç ve diğer birçok ürünü AB dışından AB iç pazarına, vatandaşlarına ve tüm üye devletlerdeki hayati sektörlere sevk etme ve bu ürünleri AB üye devletleri arasında mümkün olduğunca sorunsuz şekilde taşıma yeteneğini korumasını sağlamalıdır.
Denizcilik sektörünün söz konusu işlevini yerine getirememesi, pek çok tedarik zincirinin ciddi şekilde etkilenmesine ya da tamamen durgunluğa girmesine yol açarak krizin ekonomik etkisini şu an olduğundan daha da büyük hale getirebilecektir.
Bu nedenle, ECSA ve ETF, denizcilik sektörünün ve iş gücünün yaşadığı zorluklara karşı desteklenmesi için çağrıda bulunarak, sektörün AB ekonomisindeki işlevlerini mümkün olan en iyi şekilde yerine getirebilmesi için AB kurumlarını acilen özel tedbirler almaya davet etmektedir. Mektupta yer alan konular aşağıda ssunulmaktadır.
Sosyal Etki:
Mektupta, birçok ülkede enfeksiyon riskini en aza indirmek amacıyla insanların hareketini kısıtlamaya yönelik uygulanan önlemlerin anlaşılır olduğu, ancak bu önlemlerin denizcilerin hareketi üzerinde de ciddi sonuçlar yarattığı ifade edilmektedir. Ayrıca limanların kapatılması da ilgili bir etki olarak belirtilmekte ve hem denizdeki, hem de karadaki işçilerin acil müdahale gerektiren çeşitli sorunlar yaşadıkları vurgulanmaktadır.
Gemi Personelinin Hareketi:
Gemilerin gerektiğinde limana yanaşabilmeleri ve personelin gemilerine olabildiğince az engelle katılıp ayrılabilmeleri son derece önemlidir. Bununla birlikte limanlardaki kısıtlamalar ve uçuşlardaki azaltımlarla bu durum giderek zorlaşmaktadır.
Denizcilik sektörü bu nedenle, işletmeci ve sahiplerin personel ile birlikte gemileri işletmeye devam etmelerini, personelin gemiden ayrılmalarını ve evlerine dönmelerini mümkün kılacak esnekliğin sağlanması çağrısında bulunmakta ve gemici personelin gemilerine katılabilmeleri ve tedarik hatlarının çalışırlığını sürdürebilmeleri için ulusal seyahat yasaklarından muaf tutulmalarını talep etmektedir.
Denizcilerin ülkelerine döndüklerinde de farklı bir muamele görmeleri gerektiği, tıpkı sağlık personeli ve güvenlik güçleri gibi, denizcilerin de kilit önemde olan çalışanlar olduğu ve hükümetlerin denizcileri bu şekilde değerlendirerek onlara özel önem vermesi gerektiği ifade edilmektedir.
Maksimum Hizmet Süresi:
Denizciler, kendi istekleri üzerine veya yerlerine geçecek gemi personelinin bulunmaması ve/veya gemiden ayrılacakları limandan kendi ülkelerine uçuşların olmaması nedeniyle, iş sözleşmelerinde ya da Denizcilik Çalışma Sözleşmesi'ni (Maritime Labour Convention –MLC) uygulayan ulusal yasalarda belirtilenden daha uzun süreyi gemide geçirmek zorunda kalabilirler.
Bayrak ve Liman Devletlerinin bu tür durumlara karşı güne uygun bir yaklaşım sergilemesi ve gemilerin tam personelle denize açılması gerektiğini akılda tutarak, pandemi nedeniyle gemi personelinin planlanan görev devirlerinin ötesinde makul bir süre boyunca gemide kalmaları konusunda mevcut duruma göre izin vermeleri talep edilmektedir.
Denizcilerin Sertifikaları:
Seyahat kısıtlamaları nedeniyle gemiden ayrılmalarına izin verilmeyen denizciler gemide normalden daha fazla süre kalmaya zorlanabilirler. Ayrıca, Eğitim Destek Komutanlığı (Training Support Command-TSC) San Diego gibi eğitim enstitüleri de virüsün yayılmasını sınırlamak amacıyla kapatılmıştır.
Denizcilerin sertifikalarını uzatmak için gerekli eğitimleri alamamaları sonucunda sertifika sürelerinin dolabileceğine dair endişeler nedeniyle, İngiltere Denizcilik ve Sahil Güvenlik Ajansı (Maritime and Coastguard Agency-UK MCA), COVID-19 salgını sürerken denizcilerin eğitimi konusunda tavsiyelerde bulunmaktadır.
Denizcilik sektörü bu kapsamda, Bayrak ve Liman Devletlerini sertifikaların geçerlilik süresini en az 3 ay uzatmaya davet etmekte ve dünyanın dört bir yanındaki bölgesel Liman Devleti Kontrolü Rejimlerinin bunun için eyleme geçmelerini talep etmektedir.
Gemi ve Karadaki Personeli Etkileyen İşten Çıkarmalar:
Şirketler, uygulanan seyahat kısıtlamalarının yolcu operasyonları ve azalan yük trafiği üzerindeki etkisini sınırlamak için operasyonları ve maliyetleri düzenlemek zorunda kalmıştır. Denizcilik endüstrisi, üye devletlerin AB'de istihdamı korumak için mümkün olduğunca özel destek önlemleri alması gerektiği kanaatinde olup, hükümetleri, denizcilere yönelik sosyal koruma önlemleri veya çalışanların maaşlarının belirli bir oranını karşılama gibi bazı ülkelerde halihazırda uygulanmakta olan en iyi uygulamaları dikkate almaya teşvik etmektedir.
Uzman Personelin Gemideki Denetimlere Erişimi:
Seyahat kısıtlamaları, inspektörler gibi uzman personelin gemilere erişerek yasal olarak gerekli denetimleri (güvenlik, çevre ve eğitim) yürütmeleri konusunda da zorluklara neden olmaktadır. Bu nedenle hükümetlerin, denizcilerin hareket olanakları konusunda yukarıda belirtilen görüşler doğrultusunda söz konusu uzman personele de özel bir uygulama sunması gerektiği ifade edilmektedir.
Operasyonel Etki:
Tıbbi malzeme bulma zorluğundan gemiler için mekanik ve elektronik parça eksikliğine kadar birtakım zorluklar ortaya çıkmıştır. Ayrıca, belirli yerler arasındaki deniz trafiği tamamen durdurulmuş ve liman uğraklarına operasyonel kısıtlamalar getirilmiştir. Sıkı operasyonel sınırlamalar, yük eksikliği veya gemi personelinin bulunmaması nedeniyle hizmet dışı gemilerin sayısında önemli bir artış yaşanmaktadır.
ECSA ve ETF'nin kaleme aldığı mektupla Avrupa Komisyonu ve Üye Devletlere yapılan çağrıda şu hususlara yer verilmektedir;
Tedarik hatları açık tutulmalıdır; ürün ve malzemelerin gemilere ulaşabilmesi için tedarik hatlarının açık tutulması kritik önem taşımaktadır ve bu da gemilerin gerektiğinde limanlara yanaşabilmelerine bağlıdır.
Gemilerin sertifikasyonu; virüsü kontrol altına almaya yönelik ihtiyati tedbirler nedeniyle kuru havuzlama mevcudiyeti ciddi bir şekilde sınırlı olduğundan, sertifikanın yenilenmesi kuru havuzlama gerektirdiğinde gemilerin zamanında havuzlama yapması giderek imkansız hale gelmektedir. Bayrak Devletlerinin ve Klas Kuruluşlarının, mevcut sertifikaların geçerliliğini en az 3 ay uzatmak yoluyla esneklik göstermeleri gerekmektedir. Bunun etkili olabilmesi için küresel bir yaklaşıma ihtiyaç duyulmaktadır.
Yolcu gemilerinin belirli ülke limanlarına yanaşmalarına izin verilmemektedir; birçok yolcu gemisi Avrupa'daki "ana limanlarına" dönme sürecindedir. Yolcu gemilerinin limana yanaşmalarını sağlamak için açık ve tutarlı kurallara ihtiyaç duyulmaktadır. Bu kapsamda kruvaziyer gemileri, limanlara girerek yolcuları ve gemi personelini indirebileceklerine ve ülkelerine geri dönebileceklerine dair güvenceler talep etmektedirler.
Ekonomik Etki:
COVID-19 salgınının ekonomik etkisi açıktır. Yolcu taşımacılığı, birçok AB feribot şirketinin operasyonları durdurması ve giderek daha fazla ülkenin sınırlarını kapatması ya da seyahati kısıtlaması nedeniyle büyük bir kesintiye uğramıştır.
Mektupta şu hususlara da yer verilmektedir;
Küresel denizcilik, küresel ekonomideki ve dolayısıyla deniz ticaretindeki düşüş nedeniyle gerileyecektir. Özellikle açık deniz konteyner ve dökme yüklerin tonaj talebinde azalma olacaktır. Petrol fiyatlarındaki dikkate değer düşüş, Eylül 2014'te başlayan önceki krizden sonra yeni toparlanmaya başlayan açık deniz gemilerinin orta ve uzun vadede varlığını sürdürebilirliğini etkilemektedir.
Sonuç olarak, ETF ve ECSA Avrupa Komisyonu'na ve Üye Devletlere denizcilik sektörüne finansal yardım sağlamaları önerisinde bulunmaktadır:
AB bankaları, gemi sahiplerinin acil likidite sorunlarını çözmek için AB düzeyinde iyi bir düzenleyici çerçeve ile desteklenmelidir.
13 Mart Cuma günü kabul edilen Avrupa Merkez Bankası (European Central Bank-ECB) paketi, bankaların denizcilik sektörünü finanse etmeye devam edebilmelerini sağlamak için gecikmeden kullanıma sunulmalıdır. AB desteği, sektörün uzun vadede kendini yenilemesi için gerekli olacak yatırımların finansmanını da kapsamalıdır.
Mektupta son olarak, Denizcilik Devlet Yardımı (Maritime State Aid) yönergelerinin uygulanmasında esnek olunması talep edilmekte ve böylece işgücü maliyetini azaltma programları gibi devlet yardımlarının denizcilik endüstrisinin ve AB denizcilerinin şu anda yaşadığı böylesi çok özel durumlarda temin edilebileceği belirtilmektedir. (Kaynak: ECSA )
2- İngiltere Deniz Ticaret Odası COVID-19 ile başa çıkabilmak için hükümetten ekonomik destek istedi.
İngiltere Deniz Ticaret Odası, denizcilik endüstrisinin İngiltere'nin COVID-19 salgını ile mücadelesinde ihtiyaç duyacağı gıda, mal ve ilaçları taşımaya devam edebilmesi için multi-milyon sterlinlik bir hükümet desteği talep etmiştir. Ticaret Odası Başkanı Bob Sanguinetti konu ile ilgili olarak şunları ifade etmiştir:
"Denizcilik ulusumuzun can damarıdır ve bir endüstri olarak tedarik hatlarımızı güçlü ve sağlıklı bir İngiltere için açık tutmak için elimizden geleni yapmalıyız... Örneği görülmemiş zamanlardan geçtiğimizin farkındayız ve hükümeti önümüzdeki haftalarda ve aylarda sektöre yardımcı olacak acil bir yardım fonu oluşturmaya davet ediyoruz."
Sanguinetti, İngiliz Hükümeti'nden derhal ve sürekli sağlanacak mali desteğin, sektörün temel tıbbi malzeme, gıda, imalat bileşeni ve diğer malların ithalatını gerçekleştirme çabaları için büyük önem taşıdığını da sözlerine eklemiştir.
İngiltere Deniz Ticaret Odası, navlun hareketini sürdürmek ve İngiltere'nin faaliyetlerine devam etmesini sağlamak için özellikle aşağıdaki hususlar için multi-milyon sterlinlik bir fon istemektedir:
-Navlunun ülkeye akışını sağlamak için, ticaretteki dramatik kayıptan kaynaklanan nakit akışlarındaki büyük azalma hususunda yardımcı olunması,
-İş ve uzmanlık kaybını önlemek için kısa vadede denizcilerin maaşlarına destek sağlanması,
-İşletmecilerin koyduğu virüs önlemlerinin ek maliyetlerine yardımcı olmak için hibe verilmesi,
-Fazla mesai, acentalık ücretleri ve yeterli mürettebatın sağlanmasına ilişkin masraflar gibi artan maliyetleri karşılamak için hibe verilmesi,
-Limanlara ve yerel sağlık otoritelerine, gemilerin ticarete devam etmelerine izin verilmesi ve gemi personelinin hızlı bir şekilde karaya çıkarılmaları / ülkelerine geri gönderilmeleri hususunda açık rehberlik sağlanması,
-KDV ödemelerinde ertelemeler yapılması,
-Depozito iadesi yerine ilerideki seyahatler için alacak dekontlarının kullanılması,
-Yılda 183 günden fazla bir süreyi ülke dışında gemilerde geçiren denizcilerin gelir vergisinden muaf tutulması,
-İngiltere limanlarında boşta bekleyen gemilerin standart malzemeler için vergi ve gümrük muafiyeti almaya devam etmeleri,
-Dünyanın dört bir yanından gelen İngiliz kruvaziyer yolcularının güvenli dönüşü konusunda yardım sağlanması.
(Kaynak: www.safety4sea.com )
3- Avrupa Komisyonu ve ABD Sahil Güvenliği, ticari gemilerin sörvey ve belgelendirilmesi için karşılıklı olarak tanınan kuruluşlara yönelik bir İşbirliği Protokolü imzaladı.
Avrupa Komisyonu, ABD Sahil Güvenlik Komutanlığı ile yeni bir İşbirliği Protokolü (Memorandum of Cooperation - MOC) imzalamıştır. Söz konusu Protokol, ticari gemilerin hem ABD hem de AB hükümetleri adına denetlenmesini ve belgelendirilmesini gerçekleştiren tanınmış kuruluşların denetimi için bilgi, faaliyet ve en iyi uygulamaların paylaşılması ve koordine edilmesine ilişkin bir çerçeve sunmaktadır.
Bilgi paylaşımı, AB'nin ve ABD'nin bahse konu tanınmış kuruluşların performansını ölçmek ve doğrulamak için kullandıkları denetimi geliştirmekte, şeffaflığın ve emniyetin artırılmasına yardımcı olmaktadır. Protokol aynı zamanda, yinelenen denetim faaliyetlerine olan ihtiyacı potansiyel olarak azaltarak tanınmış kuruluşlar üzerindeki düzenleyici yükü hafifletmektedir. Uluslararası Denizcilik Örgütü (International Maritime Organization-IMO) Üye Devletleri arasındaki bu tür işbirliği anlaşmaları IMO'nun Tanınmış Kuruluşlar Kodu ile teşvik edilmektedir. Protokol, söz konusu Protokolünün tarafları ve diğer IMO Üye Devletleri arasında gelecekte yapılacak anlaşmalar için de bir model olabilecektir.
Halihazırda ABD Sahil Güvenlik Komutanlığı ile AB'nin tanıdığı ve birlikte çalıştığı Tanınmış Kuruluşlar; American Bureau of Shipping, Lloyd's Register, DNV-GL, Bureau Veritas, RINA Services, Class NK and the Indian Register of Shipping. (Kaynak: Avrupa Parlamentosu)
4- 2020 yılı toplumsal cinsiyet eşitliği için çok önemli bir yıl.
Avrupa Parlamentosu, bu yılki 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde toplumsal cinsiyet eşitliği hakkındaki Pekin Deklarasyonu ve Eylem Platformu'nun (Beijing Declaration and Platform for Action - BPfA) 25. yıldönümünü kutlamıştır.
Deklarasyonun kabulü üzerinden 25 yıl geçmesine rağmen, kadın hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği henüz gerçekleştirilememiş, dünyadaki hiçbir ülke, kadınlar ve kız çocukları için tamamen eşitlik sağlayamamıştır. Avrupa'daki ve dünyadaki kadınlar, bazıları yeni ortaya çıkan birçok zorlukla karşı karşıyadır.
Avrupa Parlamentosu'nun yakın zamandaki bir kararında vurgulandığı gibi, Avrupa Parlamentosu Üyeleri, BPfA'ya ve BPfA'da belirtilen toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik tüm eylemlere değişmez bağlılıklarını teyit etmektedirler. Avrupa Parlamentosu, kadın haklarına ve toplumsal cinsiyet eşitliğine ulaşmak için çalışmanın, sivil toplum, kadın örgütleri ve iş dünyası da dahil olmak üzere tüm ilgili paydaşları kapsayan koordineli ve çok sektörlü bir yaklaşım gerektirdiği görüşündedir. Avrupa Parlamentosu'nun, Avrupa Birliği'nde olduğu gibi küresel düzeyde de kadınların haklarına ve toplumsal cinsiyet eşitliğine ulaşılmasında güçlü bir liderlik rolü için mücadele etmeye devam edeceği vurgulanmaktadır.
Avrupa Parlamentosu Başkanı David Sassoli konu ile ilgili olarak şunları söylemiştir: "Hepimiz davranışlarımızla örnek olmalıyız ve gerçek toplumsal cinsiyet eşitliğini başarmak için güçlerimizi birleştirmeliyiz. Hiçbir kadının veya kız cocuğunun ayrımcılığa, şiddete veya dışlanmaya maruz kalmamasını ve tüm kadınların sağlık, gıda, eğitim ve iş fırsatlarına erişiminin olmasını temin etmek için Gündem 2030'u ve tüm Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini uygulama çabalarımızı iki katına çıkarmalıyız.
Avrupa yeşil, endüstriyel ve dijital geçişlerin kesişim noktasındadır. Kimseyi dışlamadan sağlıklı bir gezegen ve yeni bir dijital dünya için yeşil bir ekonomiye geçişe öncülük etmeliyiz. Dünyadaki tüm kadınların değişimin aktörleri olması gerekmektedir. Şimdi sözleri eyleme dönüştürme zamanı! "
Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komitesi Başkanı Evelyn Regner ise şunları söylemiştir: "Seslerimizi yükseltmeye devam edelim. Adaletsizliği kınayıp, daha iyi, daha kapsayıcı ve daha adil bir dünya için savaşalım. Uluslararası Kadınlar Günü'nde ve aynı şekilde yılın her günü. Çünkü hala vurgulanması gerekiyor ki, kadın hakları temel insan haklarıdır. " (Kaynak: Avrupa Parlamentosu)
5- 01.01.2020-24.03.2020 tarihleri arasındaki Paris MOU kapsamında Türk bayraklı gemi tutulmaları.
01.01.2020 – 24.03.2020 tarihleri arasında Paris Memorandumu (Paris MOU) üye limanlarında Türk Bayraklı gemilere yönelik 58 denetim gerçekleştirilmiş ve söz konusu denetimlerde herhangi bir gemi tutulmamıştır. Türk Bayraklı gemi tutulmalarına ilişkin detaylı bilgiler Odamız web sayfasında (http://www.denizticaretodasi.org.tr/sayfalar/gemitutulmalari.aspx ) yer almaktadır.
Prepared and translated by Emre ERDOGAN, Foreign Affairs Unit Selin YELESER, İMEAK DTO Dış İlişkiler Müdürü